Bu araştırmada; Sporun insanlar üzerinde ne gibi etkilerinin bulunduğu, spor yapanlar ile yapmayanların farklılıkları, sportif başarının çocukların sosyal hayatları üzerindeki etkileri ve de psikolojilerini nasıl etkilediği araştırılmıştır.
Bu amaç doğrultusunda; Spor yapanların yapmayanlara oranla ne gibi farklılıklara sahip olduğu. Sporun insanlar üzerinde sosyal,fizyolojik ve psikolojik olarak ne gibi etkilerinin bulunduğu, sportif başarıların çocukların psikolojilerini ve sosyal hayatlarını nasıl etkilediği hakkında incelemeler yapılmıştır..
Sonuç olarak; Spor yapan insanların sosyal, fizyolojik ve psikolojik açıdan iyi olma halleri içerisinde bulunduğu, bu iyi olma halinin dışına taşılması durumunda sportif başarıların oluşabildiği tespit edilmiştir. Çocuklar açısından sportif başarıların önemi ise; çocukların sportif başarı sağlarken, spor yapmayan çocuklara oranla daha sağlıklı oldukları, insanlarla daha kolay ilişki kurabildikleri, psikolojik çöküntülere ve sorunlara karşı kendi yaşıtlarına göre daha dayanıklı oldukları anlaşılmıştır. Spor yapan çocuklar spor yapmayan çocuklara göre hayatta daha başarılı olmaktadırlar.
Spor çok yönlü bir kavram olduğundan, sporun tanımı konusunda farklı tanım ve görüşler ortaya çıkmıştır. Bunun sebebi ise, sporun kapsamı branşları, hedefleri, içerikleri ve yapılış biçimlerinin farklı biçimde algılanıp değerlendirilmesindendir. Bu değerlendirme sonucunda çeşitli tanımlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır. İnsan doğayla savaşırken kazandığı ana becerileri ve geliştirdiği araçlı araçsız savaşım yöntemlerini boş zamanlarındaki artışa paralel olarak tek ya da topluca, barışçı biçimde ve benzetim yoluyla, oyun, oyalanma ve işten uzaklaşma için kullanmasına dayalı olarak estetik, teknik, fizik, yarışmacı ve toplumsal bir süreçtir. Bir diğer tanım ise; spor, ferdin tabii çevresini beşeri çevre haline çevirirken elde ettiği kabiliyetlerini geliştiren belirli kurallar altında araçlı veya araçsız, ferdi veya toplu olarak, boş zaman faaliyeti kapsamı içinde veya tam zamanını alacak şekilde meslekleştirerek yaptığı sosyalleştirici, toplumla bütünleştirici, ruh ve fiziği geliştiren rekabetçi, dayanışmacı ve kültürel bir olgudur. Bir başka tanıma göre; birey ya da grupların; eğlence veya gösteri amacı ile yaptıkları fiziksel veya beyinsel aktivite gerektiren, bazı kurallar içinde uygulanan organize oyuna verilen genel isimdir.
Spor sağlıklı bir kuşağın geliştirilip, yetiştirilmesinde ana eğitim aracıdır. Bireylerin, refahı ve mutluluğu bir bakıma beden ve ruh sağlığının tam ve devamlı olmasına bağlıdır. İnsanların hayatlarını sağlıklı olarak sürdürmeleri, fiziki ve ruhi gelişimlerini sağlamalarında sporun rolü büyüktür. Ayrıca, insanların gerek kendi toplumunda gerekse diğer toplumlarda ilişkilerini dostluk içinde devam ettirebilmelerinde spor uygun bir araçtır. Spor her şeyden önce insan unsuruna hitap ettiği için, amaç ister sağlıklı ve iş verimi yüksek bir toplum yaratmak olsun, ister geleceğe güvenle bakabilecek yapıcı, yaratıcı ve sağlıklı bir gençlik yetiştirmek olsun, ister sosyal çözünmeye ve yabancılaşmaya karşı kullanılabilecek bir araç olması özelliğiyle, sporun günümüzde çok etkin ve vazgeçilmez bir sosyal olgu durumuna geldiği açık bir gerçektir.
Spor ve yarışma birbirini çağrıştıran iki kelimedir. Sporun özü yarışmadır. Yapıldığı amaca göre, ister sağlık için, ister boş zamanları değerlendirmek için, isterse performans için olsun içinde hep yarışma vardır. Spor yapan kişi ya da gruplar rakipleriyle, zamanla, doğa koşullarıyla veya en azından kendileriyle yarışırlar. Yarışma tipi toplumsal ilişkiler daha çok gizli bir şekilde yürütülür. Terfi etmek isteyen aynı düzeydeki memurlar, benzer ürünleri satmaya çalışan pazarlamacılar, sınıf birincisi olmak isteyen öğrenciler, soloya seçilmek isteyen koro elemanları, beğenilen bir oyunda rol almak isteyen tiyatro oyuncuları vb. Sporda ise yarışmalar yasal olarak organize edilir. Sporcular rekabet içinde olduklarını gizlemeye gerek duymazlar. Belirlenmiş kurallara uygun olarak ve eşit koşullarda yarışarak ayni hedefe ulaşmaya çalışırlar. Şampiyon olmak, ödül kazanmak, şöhrete ulaşmak, milli takıma seçilmek, rekor kırmak duruma göre bu hedeflerden biri olabilir.
Çocukluk dönemi, insanın doğumundan itibaren cinsel olgunluğa ulaşıncaya kadar yaşadığı dönemi kapsar. Bu süreç genel olarak kızlarda 10 yaş, erkeklerde 11 yaş sonuna kadar devam eder. 0-14 ay arası bebeklik dönemi, 15-36 ay arası özerklik dönemi, 4-6 yaş arası bireysellik kazanma dönemi, 7-11 yaş arası toplumsallaşma dönemi olarak seyreder. Ancak yaşa bağımlı kalmadan , doğumdan itibaren çocuğun, fiziksel, zihinse ve psikolojik gelişimindeki seyrine bakarak cinsel olgunluğa erişmesine kadar olan sürecin çocukluk dönemi olarak ele alınması gerekir. Çünkü , kimi çocuk akranlarına göre, daha erken veya geç gelişebilir. Çağdaş uygarlığın yükselen değerleri arasında yer alan çocuk, insanın doğasından gelen sonsuzluk bilincinin bir ürünü olup, kişilerin ve toplumların geleceğini temsil eder. Onun içindir ki günümüzde, çocuğa gösterilen ilgi, sevgi ve güven gelişmişlik ölçütü olarak kabul edilmekte, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler bütçelerinden en büyük payı eğitime ayırmaktadırlar. Eğitim çocuklarımıza ve gençlerimize sınıf ve öğretmen bulmaktan ibaret bir etkinlik olarak kabul edilmiyor, onlara hakları olan daha kaliteli eğitim imkânları sağlamanın yolları aranıyor. Zira bilginin ve teknolojinin hızlı değişimi, beklenmedik sosyal, siyasal ve kültürel oluşumlara neden olmakta, bu durum ise, en gelişmiş toplumları bile yeni oluşumlara ayak uydurmaya ve sürekli değişime zorlamaktadır.
BULGULAR
İnsan vücudu, bilindiği gibi fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir saç ayağı üzerinde iç ve dış dengesini kurmuştur. Bu ayakların her biri, insanın sağlıklı bir yaşam sürmesini ve sağlıklı davranışlar sergilemesine neden olmaktadır. Bu dengenin en iyi şekilde korunabilmesi için çeşitli fizyolojik ve psikolojik egzersizler yapmak kaçınılmazdır. İnsanın başarıya ulaşabilmesi için bütün bu gereksinimlerinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Sağlıklı olma halinin dışına taşan sosyal, psikolojik ve fizyolojik olarak iyi durumlarda, spor yapmaya elverişlilik durumunun en uygun olduğu zamanlardır. Spor yapılabilen zamanlarda insanlar sosyal, fizyolojik ve de psikolojik olarak değişim içine girmektedirler.
Nasıl spor yapabilmek için belirli ön koşullara gereksinim duyuluyorsa sportif başarı içinde daha fazla ve karmaşık koşulları yerine getirmek gerekir. Çocuklarda sportif başarıya ulaşmak için gereksinimlerden bazıları şunlardır.
Gelişim düzeyinin yeterliliği. Gelişim olgusunun yeterliliği ise şu parametrelerin süreçlerindeki değişimlerine bağlıdır.
A. Olgunlaşma Süreçler
B. Toplumsallaşma Süreçleri
C. Öğrenme ve Alıştırma Süreçleri
D. Özyönlendirme Süreçleri.
Kondisyonel özelliklerin geliştirilmesi.
Koordinatif yeteneklerin kazanılması ve spor tekniklerinin öğrenilmesi
Psikolojik yeteneklerin geliştirilmesi.
Ancak sportif başarının merkezinde; bireyin sahip olduğu kalıtımsal özellikleri, edindiği hayat tecrübesi, güdüleri ve içinde bulunduğu gelişmişlik düzeyiyle, kişilik bulunur. Antrenman, kişilik üzerinde ne kadar eğitici, Öğretici, toplumsallaştırıcı ve deneyim kazandırıcı etkide bulunuyorsa sportif başarıya o kadar katkı sağlar (Muratlı, 1998).
Sosyolojik, fizyolojik ve psikolojik faktörler insanların spor yapmalarını çeşitli şekillerde etkilerler. İnsanlar spor yaptıklarında ise kendi sosyolojik, fizyolojik ve psikolojik durumlarında ise çeşitli değişimler meydana gelmektedir. Bu değişimler bireyleri geleceğini ve gününü etkilediği gibi toplumu da zamanla çeşitli farklılıklar meydana getirerek toplumu da çeşitli şekillerde etkilemektedir. Sporun insanlar üzerindeki etkilerini dört ana başlık altında toplayabiliriz.
1- Fiziki Gelişim. 2- Motor Gelişim(sinir-kas gelişimi)
3- Zihni Gelişim. 4- Sosyal Gelişim.
İnsanlar spor yaptıklarında çeşitli değişimlere uğrarlar. Bu değişimlerin fonksiyonlarından kaynaklanan sebepler insanları spor yapmaya itmektedirler. İnsanları Spor yapmaya iten sebepler şöyle özetlenebilir:
Belirli sosyal ihtiyaçları karşılamak.
Sağlık, rehabilitasyon ve fiziksel uygunluk sağlamak.
Estetik ihtiyaçları doyurarak mutlu olmak.
Duygusal gerilimden kurtulmak
Spor yoluyla bilgece deneyimler kazanmak.
Sevinç, eğlence, haz, neşe gibi duygular kazanmak.
Kendini gerçekleştirmek.
Maddi ve kişisel kazanç, ayrıcalıklar elde etmek.
Sıkıntı ve hastalıklara karşı direnç kazanmak
Güç, hız, dayanıklılık, çeviklik, koordinasyon yeteneği geliştirmek.
Boş zamanlarını sosyal, aktif ve verimli olabilecek şekilde geçirmek.
Zayıflamak, kendini göstermek ( Yetim,2000. İkizler, 1999. Tiryaki, 2000).
İnsanları yukarıda özetlenilen sebepler spora yönlendirmektedir. Spora yönlenen insanlar diğer insanlardan farklı olarak değişimlere uğramakta olduğundan bahsetmiştik. Spor yapanların ve yapmayanların kişilik özellikleri açısından farklılık göstermesi zamanla meydana gelen bu değişimlerin bir sonucu olarak gösterilebilir. Genç performans sporcuları ile sporcu olmayanlar karşılaştırıldığında spor yapanların yapmayanlara göre daha çalışkan, daha canlı, ilişki kurmaya sürekli hazır, sebatlı, zor koşullarda ortama uymalarının daha iyi olduğu belirlenmiştir. İnsanları spor yapmaya iten nedenler doğrultusunda, spor insanların bu doğrultudaki isteklerine çeşitli şekillerde cevap vermektedir. Spor insanlar üzerin sosyolojik, fizyolojik ve psikolojik olarak şu değişimleri meydana getirmektedir.
Kişilik gelişimleri üzerinde yapıcı bir etki oluşturur.
Arkadaşlık duygularının gelişmesinde katkıda bulunur.
Birlikte çalışma becerisi kazandırır.
Sosyal sorumluluklar kazandırır.
Liderlik özellikleri kazandırır.
Saldırgan davranışlar başka işlere yönlendirilebilir.
Kendine ve başkalarına saygı, sevgi ve güven ile başkalarını kabul etme duyguları gelişir.
İnsanın beden ve ruh sağlığını geliştirir.
Ferdin keşfedilmemiş özelliklerini harekete geçirmesine yardım eder.
Özürlü insanların topluma kazandırılmasında olumlu katkılar sağlar.
İş verimini arttırarak ekonomiye olumlu yönde katkı sağlar.
Kişilerin kendi dünyalarının dışına çıkarak başka kültürleri ve inançları tanımasını imkan sağlar.
İnsanların sınırsız ihtiraslarını köreltir ve teskin edici bir ruh dünyası geliştirir.
Zihin sisteminde oyunu ve pozisyonu okuma, karar verme ve reaksiyon çabukluğu kazandırır.
Otoriteye saygı duyma, kurallara uyma ve yeni kurallar geliştirmeye katkı sağlar.
Kendini gerçekleştirme, güçlü ve zayıf yönlerini tanıyarak sınırlılıklarını bilme, kendine güven duyma ve davranışlarını kontrol edebilmeye katkı sağlar.
Spor yapan insanlarda bu gibi etkileri bulunan sporun sportif başarı sağlayan insanlardaki etkileri çeşitli şekillerde artmaktadır. Sportif başarının çocuklar üzerindeki etkilerini incelemeden önce çocukların neden başarısız olduklarını inceleyelim. Hayatın sadece sportif başarılardan ibaret olmadığı günlük hayatında başarı gereksinimleri olduğu bir gerçektir. Çocukların başarısız olma nedenlerini kısaca şöyle özetleyebiliriz.
Başaramamanın korkusu
Kendine güvenmeme
Negatif düşünme alışkanlıkları
Yetersiz benlik gelişimi
İletişim yetersizliği
Grup çalışması eksikliği
Yeni durumlar karşısında ortama adapte olamama
Risk kavramını algılamakta güçlük
Hayal güçlerinin ve yaratıcılıklarının gelişmemesi
Sosyal ilişkiler kuramama
Disiplinsizlik
Kaybetme korkusu
Kendini kabullenmeme gibi.
Yukarda yazılanlar gibi nedenlerden dolayı çocuklar başarısız olmaktadırlar.
Sportif başarı sağlayan çocuklarda ise çeşitli değişim ve gelişimler gözlenmiştir. Bunlar çocukların hem sportif yaşantısının devamı hemde günlük hayatının düzenli, başarılı bir şekilde sürdürmeleri için önem taşımaktadırlar. Bu değişim ve gelişimleri şunlardır:
Arkadaşlık duygularının gelişimini sağlar
Sosyal, fizyolojik ve psikolojik olarak tam bir iyilik haline sahip olma.
Ruhi yönden, yarışma ruhu yardımlaşma duygusu, çalışma disiplini, cesaret, insan sevgisi, paylaşma gibi duyguların oluşumuna katkıda bulunma
Yenme ve yenilmeyi kabullenme, Risk alabilme
Sosyal sorumluluğun gelişmesi
Kendini gerçekleştirme
Her türlü zorluğa karşı direnç gösterme
Uğraşılan spora özgü güç, kuvvet, koordinasyon, hız, çeviklik ve dayanıklılığa sahip olma.
Kendine, başkalarına saygı ve sevgi göstererek, kendini ve de başkalarını kabullenme.
Kendini ifade etme ve yaratıcılık
Sınırlarını bilme, demokratik ortamlarda haklarını savuna bilmek ve bu ortamlarda yarışabilmek.
SONUÇ
Yapılan araştırmalar sonucunda; Spor yapan insanların sosyal, fizyolojik ve psikolojik açıdan iyi olma halleri içerisinde bulunduğu, bu iyi olma halinin dışına taşılması durumunda sportif başarıların oluşabildiği tespit edilmiştir. Çocuklar açısından sportif başarıların önemi ise; çocukların sportif başarı sağlarken, spor yapmayan çocuklara oranla daha sağlıklı oldukları ve normal hayatta daha başarılı oldukları tespit edilmiştir. Bu araştırmaya göre spor yapan çocuklar günlük hayatta karşılaştıkları güçlükleri spor yapmayan çocuklara oranla daha kolay atlatabildikleri, sportif başarıyı sağlayan çocukların kendine güven duygusunun iyi bir şekilde geliştiği, normal hayatta ve sportif hayatlarında daha başarılı oldukları tespit edilmiştir.
KAYNAKLAR
ÇOBANOĞLU, Y. (1992). Çocuk Eğitiminde Spor Olgusunun Tarihsel Gelişimi. Eğitim Bilimleri Dergisi 11. Sayı 1.
ÇOBAN, B. (28.03.2005), Sporda Risk Faktörleri, http://www.bilalcoban.com.index.php. GÜNEŞ, Z. (2003). Spor ve Beslenme. Nobel Yayın Dağıtım. 3.Baskı.Ankara. S.1
GÜNAY, M. CİCİOĞLU, İ. (2001) Spor Fizyolojizi. Gazi Kitap Evi. Ankara S.290-391
İKİZLER, C. (1999). Sporda Başarının Psikolojisi. Alfa Yayınları. 3.baskı. İstanbul
HASLOFÇA, E. Çocuklarda Antrenman Periyotlaması. G. T. 04.05.2005. http://www.atletik.org/CocuklardaAntrenmanPeriyotlaması.htm
HOLT, J. (1999). Çocuklar Neden Başarısız Olur. Çeviri: Gürol KOCA. İstanbul. Beyaz yayınları. S. 110, 114, 116
KONTER, E. (1998), Sporda Psikolojik Hazırlığın Teori ve Pratiği, Bağırgan Evi.1.Baskı. S. 46, 55-59.
LEBLANC, J. DİCKSON, L. (2005) Çocuklar ve Spor. Çeviri:Gazanfer GÜL. Bağıgan Yayın Evi. Ankara. S. 10-13.
MURATLI, S. (1997). Çocuk ve Spor. Kültür Matbaası. 2.Baskı. Ankara. S.53, 54,68
ÖZER, D. S. ÖZER, M. K. (2001). Çocuklarda Motor Gelişim. Nobel Yayın Dağıtım. 2.Baskı Ankara. S.280,281
YETİM, A. A. (2000) Sosyoloji ve Spor. Topkar Matbaacılık. Ankara. S. 55-58,119-121.
‘