‘İnsanlar gerek profesyonel olarak, gerekse amatör olarak günlük hayatlarında sporla daha iç içe yaşar hale gelmişlerdir. Geçmişten günümüze değin spora ilginin artışı yanı sıra, spor tipleri de artmakta, yeni yeni spor aktiviteleri eklenmektedir. Spor, insan vücudunu sağlıklı tutmanın yanında, hastalıklardan korunmada da yardımcı olmaktadır.
Günümüzde sosyal barış ve toplumların birbiriyle kaynaşmasını sağlayan spor, artık spor hekimliği olarak adlandırılan bir bilim dalının spesifik uğraşı alanına girmektedir. Bu dal, hareket ve hareketsizliği bilimsel yöntemlerle inceleyip spor yapanların hizmetine sunduğu gibi, spora bağlı yaralanma ve sakatlıkları da inceleyerek, gerekli önlemlerin alınması ve sakatlıkların tedavisi konularında çalışma yapmaktadır. Spor hekimliği ekip çalışmasını gerektirmektedir. Bu ekipte; Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimi, Spor hekimi, Ortopedist, fizyoterapist bulunur. Bunlara yardımcı olarak antrenör, sporcu, diğer konsültan hekimler (ürolog, psikiyatrist gibi), spor malzemesi üreten ve satanlar ve spor aktivitesinin yapıldığı tesisin sorumluları bulunurlar. İnsan sağlığını tehlikeye atmadan spor aktivitesinde bulunmak ve oluşabilecek sakatlıkları önlemek veya gidermek için yukarıda sayılan unsurların birbiriyle uyumlu çalışmaları şarttır.
Spor, kişiyi bedensel, ruhsal ve zihinsel olarak üst düzeyde tutarak, yaşam kalitesini arttırmalıdır. Yarışma ruhunu sağlayarak başarıyı geliştirir, kendine güvenini sağlayarak, disiplinli ve programlı yaşamayı temin eder.
Spor yaralanmalarının yaklaşık olarak 75?i önemsizdir, geri kalan 25?i ise ciddi sakatlıklara neden olur.
Sportif aktiviteleri kabaca 5 gruba ayırabiliriz.
1. Temaslı ve darbeli: Futbol ve boks
2. Sınırlı temaslı ve yorucu: Basketbol
3. Yorucu ve temassız: Dans, koşu ve yüzme
4. Orta derecede yorucu: Masa tenisi
5. Temassız ve yormayan: Golf ve atıcılık gibi
Spor sakatlıklarını önlemenin en önemli aşaması kişiye uygun sportif aktivitenin belirlenmesidir.
Spor yaralanmaları; ilgili anatomik bölgeye aşırı yük binmesi, eklem hareketi ile karşı koyan kuvvet arasındaki dengesizlik veya fazla enerji kaybı ve yorgunluk sonucunda oluşmaktadır. Bu mekanizmaların biri veya birkaçı kemik, eklem veya yumuşak dokularda (kas, tendon, bağ vs. dokular) yaralanmalara yol açmaktadır. Yaralanmalar aniden (akut) veya yavaş, küçük ve tekrarlayan zorlanmalar nedeniyle (kronik) meydana gelir.
Sportif yaralanmanın rehabilitasyonunda kişiye özgü bir plan yapılmalıdır. Bu plan; ne yavaş ne de hızlı olmalı, zorlayıcı olmamalı, dokuların biyolojik tamir sürecine uygun olmalı, iyi programlanmalı, kişiyi motive etmeli ve yaralanmayı takiben hemen başlamalıdır.
Bu program temel olarak 4 kademeden oluşur.
1. Kademe: Ağrı ve enflamasyonun azaltılması ve önlenmesi için hastalar mümkün olan en kısa sürede aktif hareket eder hale getirilmelidir.
2. Kademe: İlgili yaralı bölgenin fonksiyonel kuvvetlendirilmesi yapılır.
3. Kademe: Kasların güçlendirilmesine yönelik ileri kuvvet çalışmaları ve spora ait özel hareketler verilir.
4. Kademe: Sporcunun özel becerileri geliştirilir, hız ve çevikliği artırılır.
Spor yaralanmasını takiben yapılacaklar kısaca İBKE olarak adlandırılan önlemler olmalıdır.
İ = İstirahat: İlgili bölge istirahate alınır
B = Buz: Açık yara yoksa ilk 3 gün zarfında günde 5-6 defa ve her defasında 10-15 dakika buz uygulaması şişlik ve ağrıyı azaltır, kanamayı durdurur.
K = Kompresyon: Kanama ve şişliği önlemek için turnike veya bandaj olarak uygulanır, arada 15 dakika kadar gevşetilir.
E = Elevasyon: Yaralı bölgenin kalp seviyesinden daha yukarıda tutulması demektir.
Bu dönem ve sonrasında yaralının mutlaka Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimi tarafından görülerek rehabilitasyon tedavisinin planlanması gerekmektedir. Bu dönemde kullanılan fizik tedavi ajanlarından bazıları;
Sıcak veya Soğuk Isı: Yüzeyel veya derin olarak uygulanır. Dolaşımı arttırır, ağrıyı azaltarak spazmı çözer, yapışıklıkları giderir, doku esnekliğini arttırır.
Elektrik Akımları: Bu amaçla kullanılan çeşitli akım tipleri ağrı giderilmesi, kas ve sinir dokularının uyarılmasında kullanılır.
Masaj: Elle veya aletlerle yapılabilir. Kan ve lenf dolaşımını arttırır, yapışıklıkları önler, dokuların beslenmesini arttırarak zararlı maddelerin dokudan uzaklaşmasına yardımcı olur.
Egzersiz: Kasların eğitimi ve kuvvetlendirilmesinde en önemli rolü oynar.
Hidroterapi (Su Tedavisi) ve Balneoterapi (Kaplıca Tedavisi): Su içerisinde egzersiz daha kolay ve ahekli yapılır, aynı zamanda suyun sıcaklığından, kaldırma kuvvetinden, içindeki minerallerin tedavi edici özelliklerinden ve mekanik etkisinden faydalanılır.
Basınçlı cihazlar (Pnömatik Eksternal Kompresyon Cihazı): Kol ve bacaklara uygulanır, dolaşımı düzenler, masaj etkisi vardır.
Traksiyon (Çekme): Eklem aralığını açarak, sıkışmış yapıların zarara uğramasını engeller, istirahat sağlar.
Manüpülasyon ve mobilizasyon: Hareket kısıtlılığını giderir.
Uzm. Dr. Erdal Yücel
‘