‘SPORUN BÜYÜME ve GELİŞME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ’

‘Çocuklarda sporun büyüme ve gelişme üzerine etkileri de pek çok araştırmaya konu olmuştur. Araştırmaların büyük bölümü düzenli yapılan sportif aktivitenin boy uzunluğu ve vücut ağırlığı üzerindeki etkileri ile ilgilidir. Sportif başarı amacıyla spora başlama yaşının giderek düşmesi nedeniyle antrenman veya egzersizin kaslar, büyümeyi uyaran hormonlar ve henüz kapanmamış olan büyüme plakları üzerindeki etkilerine ilişkin tartışmalar güncelliğini korumaktadır. Çocukların sporla tanışma yaşları sıklıkla okul çocukluğu dönemine rastlamaktadır. Çocuk gittikçe daha olgun düzeye ulaşır ve becerileri hızla öğrenir. Oyun ve sportif performansı artış gösterir. Bu dönemde erkek ve kız çocuklarında boy ve ağırlıktaki artış yavaş ve sabit olmaktadır. 4 yaştan sonra büyüme hızı benzer şekilde yılda 5-7 cm. kadar gerçekleşmektedir. Bu durum çocuğa vücudunun değişime alışması için fırsat verir.

Ergenlik öncesi kemik olgunlaşması kızlarda 2 yıl daha ileridir. Bu nedenle kız çocuklarda büyüme kıkırdakları daha erken kapanır. Ergenlikle birlikte ilk önce el ve ayakların büyümesi hızlanır. Bunu ön kol ve bacaklar, daha sonra üst kol ve uylukların uzaması izler. Uzunlamasına büyümeyi enine büyüme takip eder. Kızlarda kalçaların, erkeklerde de omuzların genişlemesi belirgindir. Kol ve bacaklarda uzama durduktan sonra gövde uzaması bir süre daha devam edebilir. Bu ergenliğin sonunda bir miktar daha uzamanın nedenidir. Bu arada yüz kemikleri hızla büyür ve yüz görünümü değişir. Ergenlik döneminde vücut bölümleri arasındaki bu gelişme farklılıkları ve orantısızlıklar koordinatif becerileri olumsuz etkileyerek spora türüne özgü becerilerin kazanılmasında dezavantaj oluşturabilmektedir. Ayrıca, büyümeye bağlı fiziksel kapasitede oluşan değişiklikler antrenmandan da etkilenebilmektedir. Bu nedenle çocuk sporcularda büyüme ve antrenmanın performans parametreleri üzerine etkilerini ayırt etmek oldukça zordur.

Düzenli fiziksel aktivite, spora katılım veya antrenmanın, ulaşılan boy uzunluğu, boy uzama hızının zamanı ve boy uzama hızını etkilediği henüz tam olarak gösterilebilmiş değildir. Ancak yüzme, basketbol ve kürek gibi spor türleriyle uğraşan çocukların yaşıtlarından daha uzun ve ağır oldukları gözlenmektedir. Bu durum bazı spor türlerinin avantajlı olabileceğini düşündürmektedir.

Takvim yaşı ve biyolojik yaşın aynı olmaması nedeniyle erken veya geç gelişme ile karşılaşılabilir. Bu durumda aynı yaştaki çocuklarda konsantrasyon, beceri, kuvvet, denge-koordinasyon, dayanıklılık ve sürat gibi birçok özellikte farklı düzeyler görülmesi de doğal olacaktır. Futbol, yüzme ve kürek gibi spor türlerinde erken olgunlaşma özellikle erkekler; cimnastik, paten gibi spor türleri ve bale gibi sanat dallarında geç olgunlaşma özellikle kız çocukları için avantaj oluşturabilmektedir. Bu nedenle spora bağlı seçimler yapılırken antrenmanın olgunlaşma üzerine olan etkilerinin dikkate alınmasında yarar vardır.

Uluslararası organizasyonlarda performans yaşının bazı spor türlerinde giderek düştüğü görülmektedir. Bu durum spora daha erken yaşlarda başlanmasına neden olmaktadır. Küçük yaşta antrenmana başlamanın olumsuz psikolojik etkileri ile ilgili çalışma sayısı azdır. Psikolojik etkilerin yanında fiziksel anlamda da tek yönlü ve ağır antrenmanlar uygulanmadıkça bir sorun olmamaktadır. Uzun süreli dayanıklılık çalışmaları hem psikolojik hem de kas, tendon ve eklemlerin tekrarlayan zorlanmalar altında kalmaları nedeniyle uygun olmayabilirler. Çocukların mekanik verimlilikleri iyi olmadığı için aynı işi yaparken daha çok oksijen tüketir ve daha çabuk yorulurlar. Bu yaşla birlikte gelişme gösterecektir. Yine de antrenmanlar çok uzun tutulmamalı ve sık dinlenme aralıkları verilmelidir. Ayrıca yarışma ortamından çok oyun içerikli çalışmalara yer verilerek o sporun temel özellikleri öğretilmeye çalışılmalıdır. Kazanmak yerine eşit katılım hedeflenmelidir.

Fiziksel gelişim sırasında boyun uzaması kemiklerin epifiz adı verilen büyüme plaklarından sağlanmaktadır. Aşırı fiziksel yük ve büyüme plaklarına gelen darbeler, bu bölgelerin erken kapanmasına neden olabilmektedir. Okul çocukluğu döneminde sağlık toplarıyla çalışmalar ve zamanla vücut ağırlığıyla yapılan çalışmalara da yer verilmesi önerilirken ek ağırlık çalışmalarının 15-16 yaşlara kadar ertelenmesi gerekmektedir.

Çocukluk Döneminde Düzenli Egzersizin Yararları
Kilo kontrolü
Ülkemizde obezite (şişmanlık) oranı erkek çocuklarda %10, kızlarda %13,5 kadardır. Bu durum hipertansiyon, zararlı kan yağlarında yükseklik, Tip 2 diyabet (Şeker hastalığı), büyüme hormonu salgılama bozuklukları ve solunumsal ve ortopedik problemlerle karşılaşma riskini artırmaktadır. Çocuk obezlerin %40?ı, ergenlikte obez olanların da %70?i erişkin yaşlarda da obez olmaktadır. Bu nedenle çocukluk ve ergenlik çağında obezite ile yapılacak mücadele erişkin yaşlardaki sağlık açısından da çok önemli sayılmaktadır.

Kemik yoğunluğunun artırılması
Düzenli egzersizlere çocuk yaşlarda başlanması osteoporoz (kemik erimesi) riskini azaltmakta ve 25-30 yaşta erişilen zirve kemik yoğunluğu düzeyinin daha yüksek olmasını sağlamaktadır. Bu durum yaşın ilerlemesiyle oluşan gerilemeye rağmen kemik yoğunluğunun daha iyi düzeyde tutulmasını sağlayacaktır. Çocukluk ve ergenlik döneminde egzersiz yapan bayanların menopoz sonrası dönemde kemik erimesine bağlı kırık risklerinin daha az olduğu gösterilmiştir.

Kalp-damar sağlığının korunması
Düzenli egzersiz alışkanlığının kazanılması kalp-damar sağlığı ile ilgili risk faktörlerini olumlu etkileyerek koruyucu olmaktadır. Çocukluk döneminde düzenli egzersiz yapan bireylerin erişkin yaşlarda sigara içme oranının % 20,5 daha az olduğu gösterilmiştir.

Ruhsal iyilik ve gelişme
Düzenli egzersiz ile stresle daha kolay başa çıkılabildiği bilinmektedir. Çocuklarda bireysel etkinlik, kendine güven ve fiziksel hakimiyet duygularında gelişme olmaktadır. Çocuğun sportif ortamla birlikte yaşadığı sosyal etkileşim, bir gruba ait olma hissi ve paylaşmayı öğrenme, ruhsal durumu olumlu etkilemektedir.

Çocuklarda normal büyüme ve gelişmenin izlenmesi normalden sapmaların belirlenmesini ve böylece hastalıkların erken tanısını ve önlenmesini olanaklı kılar. Düzenli ve birbirlerini izleyen ölçümler tek ölçümlerden çok daha yararlıdır. Böylece çocuğun kendine özgü büyüme grafiğinden sapmalar belirlenebilir.

Fiziksel ve psikolojik değişimleri nedeniyle çocuklar erişkinlerin birer minyatürleri olarak görülmemelidirler. Bu nedenle beklenti ve hedefler çocuğun gelişme düzeyine uygun olmalıdır. Unutmayalım! Her çocuk ve gencin egzersize ihtiyacı vardır. Düzenli egzersiz yapma alışkanlığının bu yaşlarda kazanılması ve erişkin dönemde de sürdürülmesi sağlıklı yaşam açısından birçok kazanç sağlayacaktır.

Bir Cevap Yazın