SPORTİF OYUNLARDA YETENEK SEÇİMİ VE YÖNLENDİRME

‘GİRİŞ

Günümüz Yarışma (performans) Sporunda sporculardan istenen bedensel ve ruhsal verimin gittikçe artması, yeni bir sporcu tipinin oluşmasına yol açmıştır. Bu yeni sporcu tipinin analizinde göze çarpan ilk özellik olarak, dünyanın en iyi sporcularının en iyi performansı gösterdikleri yaşın gittikçe küçüldüğüdür. Bunun sebebi bir çok bilimsel araştırmalarında ortaya koyduğu gibi;

1- Genç yaşlardaki sporculardan istenebilecek performans konusundaki görüşlerin önemli ölçüde değişmesi
2- Uluslararası spor kuruluşlarının düzenlediği gençlere yönelik çok sayıda spor karşılaşmalarıdır.
Bu müsabakalarda erişilen başarılar, kuşkusuz uzun süreli bir eğitim sonucudur. Bu eğitim, ilk seçimden sonra, spora yatkın olduğu anlaşılan her sporcuya uygulanmaya başlanmış ve sistematik biçimde sürdürülmüştür. Sporda ileri gitmiş ülkelerde spor yapmış gençler arasında, yalnızca en yeteneklilerin seçkin sporcular olarak eğitilmesi ayrı bir programla sürdürülmektedir.
Bu noktada, sporda yeteneklerin aranışı ve geliştirilmesi için şu sorulara cevap bulmalıyız
. *Yetenek nedir, kimdir?
*Sporcu yetiştirmede hangi kriterler yeteneğin varlığını ortaya koyar?
*Yetenek seçiminde testlerden yararlanabiliriz?
*Öğrenme psikolojisinin rolü nedir?
Konuyu Sportif Oyunlar olarak ele alacak isek de, kavramın doğru anlaşılabilmesi için başlangıçta yukarıdaki sorulara cevap arayan genel geçerli bilgiler aktarmayı uygun görüyoruz.

1. YETENEK KAVRAMI

Spor bilimi sözlüğü, yeteneği şöyle tanımlamaktadır: Belli bir alanda normalin üzerinde olan, ancak henüz tam olarak gelişmemiş özellikler bütünü ve buna sahip kişidir. Zeka kavramıyla sıkı sıkıya bağlıdır. Latinceden gelen Talent kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaktadır.
Yetenek kavramı son zamanlarda özellikle psikoloji, pedagoji ve sosyoloji gibi bilim dalları tarafından sıkça ele alınan ve tartışılan bir kavramdır.
Beden Eğitimi ve Spor literatüründe hareketsel yetenek konusundaki ilk görüşler, fizyoloji daha çok ta iİş fizyolojisi temsilcileri tarafından geliştirilen hareket becerisi teorilerine dayanmaktadır. Burada, önceleri dikkat yalnızca el becerileri üzerine yoğunlaşmış, ama kısa zamanda beceri konusunun yalnız ellerle sınırlandırılamayacağı anlaşılmıştır.

Hareketsel yeteneğin oluşmasının şartları daha yakından incelendiğinde şu iki görüş dikkati çekmektedir.

1.1. Statik Yetenek Kavramı

Bireyin doğumundan itibaren kromozomlarında var olan genetik şema bellidir. Bireyin sürekli hastalık ve beslenme yetersizliği olmadığı takdirde erişeceği boy ve fizik tipi bu şemaya göre belirlenmiştir. Bunun yanı sıra bireyin fibril tipi, fibril düzeni yine bu şema içinde yer alır, zekanın da kalıtsal özelliğe sahip olduğu kuramcılar tarafından savunulmaktadır. Bütün bu saydığımız özellikleri potansiyel yetenek olarak tanımlayabiliriz.

Statik yetenek kavramı görüşü: sportif başarının büyük ölçüde kalıtımla belirlendiğini, gelişmesinin ise salgı bezlerinin gelişimine bağlı olduğunu savunur. Günümüzde de yaygın olan bu görüş, ikizler üzerinde yapılan araştırmalarla doğrulanmaktadır. Kalıtımsal özellikleri aynı olan ikizlerin gösterdikleri uyum benzerlikleri, kalıtımsal özelliklerin sporda elde edilmek istenen başarılar açısından ne denli önemli olduğunu ortaya koyar.

Bu görüş sonraları yoğun biçimde eleştirilmiştir. Eleştirilerin ortak yönü, ??insan psikolojisi ile ilgili deneyimlerle ve yaşanan çevrenin etkileri ile kalıtımsal özelliklerin kesin çizgilerle birbirinden ayrılamayacağı?? şeklinde ifade edilebilir. Eleştirilere göre, ikizlerden her biri aynı kalıtımsal gelişme yeteneğine sahip olmalarına rağmen, zamanla tamamen farklı başarı düzeyinde de olabilirler. Bu noktada dikkatlerinizi ZACİORSKİJ?in yaptığı bir araştırmaya çekmek istiyorum. Bu araştırmanın sonuçlarına göre:

1- Mükemmel sporcuların yaklaşık yüzde ellisinin çocukları da üstün sportif yeteneklere sahiptir.
2- Yalnızca bazı motor özellikler (örn. Sürat) kalıtım yoluyla geçebilmektedir.
3- Tek yumurtalı ikizler, birçok alanda iki yumurta ikizlerinden daha büyük bir uyum (konkordans) göstermektedir.
4- Başarı gelişiminin üst sınırları yine kalıtımla belirlenmektedir.

Bütün eleştirilere rağmen bu araştırmalar kalıtımsal faktörlerin bir sportif yeteneğin gelişmesindeki önemini ortaya koymaktadır. Bu yaklaşıma Statik Yetenek anlayışı denir.

1.2. Dinamik Yetenek Anlayışı

Bu anlayışta bireyin kalıtsal özelliklerinin geliştirilmesi, eğitilmesi ile elde edilen potansiyeli de sonradan kazanılan yetenek şeklinde tanımlanır. Ham yeteneğin eğitim sürecini etkileyen faktörleri de çevresel faktörler (aile, okul, arkadaş, coğrafik, çevre, iklimler, yaşam koşulları) olarak kabul edilir.

Dinamik Yetenek Anlayışını benimseyenler, spor yeteneğinin kalıtımsal özellikler ile çevre şartlarının sıkı ilişkisine dayandığı görüşünü savunurlar. Son yıllarda yetenek konusuyla ilgilenmiş spor bilimcilerinin büyük bir çoğunluğunun bu görüşü benimsediğini görmekteyiz. Bu anlayışı benimseyen uzmanlar kalıtımsal özelliklere gereken önemi vermektedir. Ama bu özelliklerin ancak çevre koşulları sayesinde bütünüyle gelişebileceğini savunur. Bu sebeple; yetenek, doğuştan garantilenmiş kabul edilmemektedir. Çünkü bir yeteneği belirleyen bileşenler gelişebileceği gibi gelişmeyebilirde. Yetenek, sporcunun başarısında kendini gösterir, ama başarıyla eş anlamlı değildir.

Buna karşın Singer (1994), yetenek konusunda bu iki etkene ek olarak yaş dönemlerindeki gelişimin de dikkate alınması gerektiğini savunur. Çünkü çocuğun olgunlaşması; vücut kompozisyonunu, motorik ve antropometrik özelliklerini de etkileyebilmektedir.

2. YETENEKLİ SPORCULARIN ÖZELLİKLERİ

Bir sporcunun yetenekli olup olmadığının belirlenmesinde en büyük sorunu ön teşhis yaratmaktadır. En önemli güçlük de dinamik potansiyel kavramının büyüklüğünün belirlenmesinde karşımıza çıkar. Bu zorluklara rağmen, yetenek belirlenmesi için var olan yetenekli sporcular ölçüt alınır ve onların bazı özellikleri incelenir. Kuşkusuz bazı ölçümler yapılabilir. Ancak hızlı bilgi aktarımı açısından uygulamadan elde ettiğimiz aşağıdaki bilgiler de göz önünde bulundurulabilir.
Yetenekli bir sporcu bu açıdan incelendiğinde daha az yetenekli bir sporcudan şu özellikleriyle ayrılır:

1- Antrenmanlarda daha başarılıdır.
2- Aynı kapsam ve büyüklükteki antrenman uyaranlarında daha büyük başarı elde eder.
3- Antrenmanda verilen yeni uyaranlara daha çabuk uyum sağlar.
4- Daha çabuk öğrenir(örn.; hareketin akışını, taktik bilgileri).
5- Daha önce edindiği deneyimleri yaratıcı bir şekilde başarısını arttırmak için kullanır.
6- Kendine verilen zor görevleri bile başarıyla yerine getirir, sorunları yaratıcı ve orijinal bir biçimde çözer.
7- Performansını gittikçe yükseltmesi onun tipik bir özelliğidir.
8- Yetenekli bir sporcu, kendini tam anlamıyla spora adar, sistematik bir şekilde çalışır.

Bir yeteneğin bu özellikleri teker teker ele alındığında bütünlüklerinden bir şey kaybetmezler, her biri yetenek kavramını en iyi şekilde anlatabilmek için seçilmiş kavramlardır. Bu kavramların oluşturduğu yapının ağırlık noktası, spor dalına göre farklılık göstermektedir. Örn. bir basketbolcuda öne çıkan özellikler, bir uzun mesafe koşucusununkilerden farklıdır.

Sonuç olarak yeteneğin bir yandan motorik ve ruhsal gelişmeye kalıtımsal özelliklere iç salgı bezlerinin gelişmesine ve diğer yandan da çevre ve toplum şartlarına bağlı olduğu söylenebilir. Bu nedenle yetenek kavramı yalnızca kalıtım konusu olarak değil toplumsal, moral ve pedagojik yönlerden de ele alınmalıdır.

3. YETENEK SEÇİMİNDE ÖLÇÜT KULLANIMI

Yetenek tanımlaması için objektif ölçüt şarttır.

Genel ölçütler
Sağlık Kontrolü : Antrenman yapan her kez için sağlık önemlidir. Bunun için her kulübe seçilen sporcudan sağlık raporu istenir. Kontrol sırasında doktorlar ve test uzmanları kişilerin fiziksel ve organik işlevlerini yerine getirebilmelerini kontrol eder.

Kişinin biometrik nitelikleri ya da vücut ölçüleri pek çok spor dalı için önemli bir faktördür. Bu nedenle yetenek tanımlamasıyla ilgili genel ölçülerden biri olarak kabul edilmelidir. Çoğunlukla boy, kilo ya da kol bacak uzunluğu belli spor dallarında baskın rol oynar. Ne var ki bazı spor dalları (jimnastik, artistik patinaj, yüzme gibi) için 4-6 yaş arasında yapılan yetenek tanımlamasının ilk aşamalarında kişinin vücut gelişimi dikkate alınmalıdır. Bu da bacak eklemleri, kalça ve omuz genişliklerinin incelenmesiyle gerçekleştirilebilir.

Özel Ölçütler
Yetenek seçiminde değişik ön koşullar aranır, verimi belirleyen değişik faktör gruplarına başvurulmaktadır. Sporda yetenek kavramının belirlenmesinde etkili faktörler şunlardır:
1- Antropometrik şartlar
2- Kondisyonel motorik özellikler
3- Teknomotorik özellikler
4- Öğrenme yeteneği
5- Verimliliğe hazır olma durumu (çalışkanlık, gayret vb.)
6- Kognitif özellikler ya da yetenekler
7- Affektif özellikler
8- Sosyal faktörler

İlerleyen bölümlerde ele alacağımız gibi, yetenek arama spor türlerinin istek profiline göre gerçekleştirilir.

4. YETENEK BELİRLEMENİN AŞAMALARI

Seçim ve eğitime başlama yaşı konusunda ebeveyn ve antrenörler tarafından yöneltilen sorulara bugün ki bilgilerimiz ışığı altında şöyle cevap verilmektedir; bir spor türünde ilk uluslar arası başarıların elde edilmeye başlandığı yaşlar belirlenip, bu yaştan 8-10 yıl geriye giderek seçim ve eğitime başlanmalı. Uygulamada, bir çok spor türünde bu yaş, 1. Okul çağına rastlamaktadır. Okuldaki spor dersleri sırasında ya da okul dışı spor faaliyetlerinde ortalamanın üzerinde verimli görülen çocuklar düzenli antrenmanlara yönlendirilmelidir.

Antrenmansız çocuklardan yapılacak seçimlerde; kural olarak spor türüne özgü verimliliği belirleyerek parametrelerden çok, çocuğun genel sportif verimini belirleyecek özelliklerin ölçümüne yönelinmektedir. Yetenek seçiminde unutulmaması gereken ilke ölçümlerin bir kerede değil, bir çok kez ölçümden sonra sonuçlandırılması, karara bağlanması gerektiğini burada ifade etmeliyiz.

Ayrıntılı bir yetenek tanımlama programı bir kerede tanımlanacak bir şey değil birkaç yıllık bir sürece yayılan üç aşamalı bir programdır.

4.1. Birinci Aşama:

Bu aşama bir hekimin, adayın sağlık ve genel fiziksel gelişimi incelediği ve eğer varsa vücut özürlerinin ve hastalıklarının ortaya çıktığı aşamadır.

Birinci aşamanın tamamlandığı erken yaş düşünüldüğünde adayın gelecekteki gelişme ve büyüme dinamiği bir anlamda hala tahmin edilemez olduğundan kesin kararlar alınamaz. Ne var ki yüzme, jimnastik ve artistik patinaj gibi ayrıntılı fiziksel çalışma gerektiren spor dallarında eğitim erken bir yaşta başladığı için birinci aşama 5-8 yaşlarında gerçekleştirilebilir

4.2. İkinci Aşama

İkinci aşama cimnastik, artistik patinaj ve yüzme için 9-10 yaşları arasında, diğer sporlarda kızlar için 10-17 yaşlarında gerçekleştirilir (Dragan 1979). İkinci aşama seçmenin en önemli aşamasıdır. Bu aşama şimdiden organize spor çalışmalarına katılmış genç çocuklara uygulanır.

Vücut, söz konusu sporun gereklerine göre belli bir uyum düzeyine ulaştığı için, ikinci aşamada; spor türünün teknikleri, biometrik özellikler ve fonksiyonel parametreler ölçülmelidir. Sonuç olarak sağlık incelemesi çok ayrıntılı olmalı ve performans gelişimini etkileyen engelleri bulmayı hedeflemelidir (romatizma, sarılık, akut böbrek hastalıkları gibi).

Yetenek tanımlamasının ikinci aşamasında spor psikologlarının sporcunun seçtiği spor için gerekli psikolojik davranışlara uygun düşen psikolojik profile sahip olup olmadığını kontrol etmesinde yarar vardır.

4.3. Üçüncü Aşama

Bu bölüm yıldız ve genç milli takım adayları için geçerlidir. Özen gösterilmesi gereken bir bölümdür ve spor türü için gerekli özelliklerin araştırması yapılmalıdır. Sporcunun sağlığı, eğitime psikolojik adaptasyonu, rekabetçi kişiliği, stres ile mücadele yeteneği ve en önemlisi ileriki performansını geliştirmedeki potansiyeli test edilmelidir. Bu konuda yapılacaklar ileriki bölümde ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Yukarıdaki değerlerin objektif olarak saptanması periyodik olarak yapılmalıdır. Ölçüm ve analiz sonuçları düzenli kaydedilmeli ve sporcunun gelişim hızı buradan kontrol edilmelidir.

Yetenek seçimi aşamalarında yazılanlar özetlenecek olursa: Etkili bir yetenek seçimi üç aşamada gerçekleştirilebilir. Aşağıdaki çizelgede seçim aşamaları ve içerikleri Artistik Cimnastik ve Sportif Oyunlar örneklerine göre verilmiştir.

5. SPORTİF OYUNLARDA YETENEK SEÇİMİ

Tartışılabilir bu özet yetenek seçimi kuramına, sportif oyunlar temel alınarak günümüzdeki çalışmalardan bazı eklemeler yapmak istiyorum.

5.1. Yeni bir yaklaşım

Holmann ve Carl Sportif Oyunlarda yetenek seçiminde; ölçüm için motor özellikler katoloğu verme yerine, yeni bir yaklaşımla sportif verimin gelişim temposu ve sportif performans koşullarındaki gelişimden yararlanabilme derecesinin ölçüt olabileceğini savunmaktadırlar.

Kupper?ın (1993) geliştirdiği sporsal yetenek tanı (diagnoz) modeli (Holmann ve Carl?dan yararlanarak), seçim konusunda eski doğu bloku ülkelerindeki çocuk ve gençler için uygulanan motor özellikler ve konstitüsyonel ölçüme dayalı sistemden farklı bir yöntemdir. Bu modele göre yetenek seçimi; erken yaşlardaki oyun (müsabaka) performansının gelişim temposu (gelecekteki sporsal verimin temel göstergesidir) ve sportif performansı etkileyen özelliklerdeki (kondisyon, teknik, taktik gibi) gelişmeyi ölçerek yapılmaktadır.

Bir spor dalında yetenek belirlemek için, spor türüne özgü (spesifik) özellikler katoloğu hazırlamak çok önemlidir. Fakat; mükemmel bir özellikler katoloğu olsa bile, bunun varlığı özellikleri objektif olarak belirleyebilme problemini çözmeye yetmez.
Sportif Oyunlarda yukarda belirtilen bu iki alanda yapılan bazı araştırmaları sizlerle paylaşmak istiyorum.

5.1. Birinci Yetenek Seçimi ölçütü : Müsabaka Performansı ve Gelişim Temposu.

Müsabaka Performansı; bir maçta oyuncu ya da oyuncu grubu tarafından gerçekleştirilen davranışların sonucudur. Müsabaka performansının periyodik olarak değerlendirilmesi aynı zamanda , oyuncuların işlevsel olarak yönlendirilmesinde belirleyici bir etkendir.

Müsabaka Performansı analizininin nicel olarak yapılabilmesi ve Performans Gelişim Temposunun hesaplanabilmesi için, bilgisayar donanımlı video analiz yöntemleri kullanılır. Video verileri gibi değişik dallar için hazırlanabilen bir sakala esas alınarak değerlendirilir. Buna göre her oyuncunun performansı, Taborsky?nin aktardığı (Flaganan? ın Critical Incident Technique değerlendirmesinden yararlanarak) aşağıdaki eşitlikten yararlanarak hesaplanabilir:

Vi = S Pi + (1/2 Mi ) + S Ni

Formüle göre bireyin: Müsabaka Performans Skorunu (Vi); artı puanların tümünü (Pi), oynan sürenin yarısını (½ Mi), ve eksi değerlerin toplamını (Ni)?nin ortalamaları alınarak hesaplanır. Sonuçta takımın performansı ; bütün oyuncuların skorlarının aritmetik ortalaması alınarak hesaplanır. Müsabaka Performans İndeksinin hesaplanmasından Oyun Değer Skalası (Vt = S Vi ) elde edilir. (Taborsky.F.2007).

Volebol da Müsabaka Performans İndeksinin hesaplanmasına ilişkin oyun değer skalası (Hohmann ve ark. 1997).

Artı Değerler
Servisten Direk Sayı (Ace) 14
Servisten İndirek Sayı 13
Başarılı Hücum 12
Başarılı blok 12
Dolaylı Başarılı Hücum 10
Doğru Savunma 8
Pas Şeklinde Başarılı Hücum 4
Kurtarılan Bir Topu Oyunda Tutabilme 2

Eksi Değerler
Blok Hatası -2/-4
Hücum Hatası -3/-8
Dublaj Hatası -7
Servis Hatası -8
Diğer Hatalar -7
Rakip Sahaya Kolay Top Atma -1/-2
Zor Olmayan Seken Topun Savunmasında Hata -7

Performans Gelişim Temposu (PGT) kavramı; Müsabaka Takım Performansının, Kişisel Performansa oranından elde edilir.

Farklı düzeydeki yetenek grupları üzerinde (hem kızlarda, hem erkeklerde) yukarda belirtilen şekilde yapılan araştırmaları karşılaştırıldığında yüksek yeteneklilerin; müsabakadaki verimliliğinde, başlangıç düzeyine bağımlı olmaksızın az yeteneklilere oranla, yüksek bir verim artışı gösterdikleri saptanmıştır. Bu veriye gelişim temposu denilmiş ve yetenek seçiminde ilk ölçüt olarak kabul edilmiştir.

Bayanlarda ortalama değer karşılaştırılmasında üç yetenek grubu arasında yüksek düzeyde anlamlı toplam gelişim farkı elde edilmiştir. Sonraki testte; NY- YY grupları ile NY- EYY grupları arasındaki gelişim farklarındaki artış önemli şekil anlamlı bulunmuştur. Buna karşın YY ile EYY grubu arasında da fark görülmekte ise de istatistik yönden anlamlı değildir. Erkeklerde de ortalama değerlerdeki fark açık şekilde görülmektedir (17,61 ; P= 000 ). Normal Yetenek (NY) grubunda, yüksek yetenek (YY) ve En yüksek Yeteneklilere (EYY) oranla çok az bir verim artışı gözlenmiştir.

Sonuç olarak; üç yetenek grubunun (hem kızlarda, hem erkeklerde) müsabakadaki verimliliğinin karşılaştırmasında, başlangıç düzeyine bağımlı olmaksızın, yeteneklilerin yüksek bir verim artışı gösterdikleri saptanmıştır. Bu durum Gelişim Temposunun yetenek ölçütü olarak kabul edilebileceğini kanıtlamaktadır.

5.2- Yetenek Ölçütü: Performans Bileşenlerinin Gelişimi

Yetenek seçimine ait literatürlerde performans bileşenlerinden yararlanma derecesinin (ölçümleri konusunun) matematiksel – istatistiksel belirlenmesinde hangi yöntemin kullanılacağına dair farklı görüşler bulunmaktadır. .

Aşağıda böyle bir katalogdan yararlanılarak oluşturulan ve ikinci seçme aşamasında uygulanan bir test bataryası sonuçları örnek olarak verilmiştir. Testler, İsrail yıldız (cadet) milli takımına seçilen ve seçilemeyen hentbolcular üzerinde iki yıllık bir eğitim çalışmasının başında ve sonunda uygulanmıştır.

Test bataryası: 1 çeviklik (Agility) testi, 2 patlayıcı kuvvet (Explosive Power) testi ve 2 sürat (sprint) testi olmak üzere 5 Kondisyonel Motorik test ile bunlara ilaveten hız, çeviklik ve top sürme beceri yeteneğinin sergilendiği slalom top sürme testinden oluşmuştur. Fiziksel ölçümlerde boy ve kilo ölçümleriyle yetinilmiştir. Bu test bataryasında kullanılmış olan motorik testlerin güvenirlik, geçerlilik, nesnellik (objektiflik) değerlendirmeleri yapılmış ve uluslararası literatürlerde yayınlanmıştır.

Uygulamalar sonucu yapılan istatistiksel değerlendirmede elde edilen sonuçları şöyle özetlemek mümkündür :

İki yıllık eğitim sonucu ortaya çıkan asıl bulgu; ulusal takıma seçilmiş ve seçilememiş olan oyuncuların motor performans sonuçları arasında önemli bir örtüşme görülmektedir. Slalom beceri testi hariç tutulursa 2 yıllık eğitim programı sonunda gerçekleştirilmiş olan motor testlerin hiç birisi, seçilmiş ve seçilmemiş olan oyuncuları birbirilerinden ayırt etmeye yetecek hassaslıkta bulunmamıştır.

Seçilmiş ve seçilmemiş oyuncuların boy ve kilo ölçümleri arasında hiçbir farklılık gözlemlenmemiştir. Hentbolda boy önemli bir değişken olarak düşünülmesine rağmen, yetenek seçimi ve gelişim aşamalarında seçilmiş oyuncuların, seçilmemiş olan oyunculardan daha uzun olmadığı görülmüştür. Ancak hem seçilmiş hem de seçilmemiş olan oyuncular kendi yaş guruplarındaki diğer kişilerle karşılaştırıldığında daha uzun olduğu görülmüştür. Yine bir başka araştırmada Avrupa Şampiyonasında üst düzeyde sıralanmış olan takımların alt sırada yer alan takımlardan belirgin ölçüde uzun olmadığı görülmüştür.

Kısa mesafe sürat koşuları hentbol da temel motorik özelliklerden birisidir. Seçilmiş oyuncular (kız ve erkek sporcular), son ölçümlerde yalnız ayakta çıkışla yapılan sürat koşusunda, seçilmemiş olan oyunculara oranla daha hızlı koşmuşlardır. Yıldız hentbol takımı oyuncularının yetenekleri üzerine diğerlerine oranla daha tutarlı bilgileri sağlayan test yalnızca slalom testidir. Bu test, oyuncuların hentbol tekniğinin kullanıldığı tek test olduğu unutulmamalı. Sonuç olarak; yalın motorik özellikleri ölçen testlerin, topla oynanan oyunlarda ?iyi? ve ?çok iyi? oyuncular arasında ayrım yapmaya pek olanak vermediğini kanıtlamaktadır.

Hentbol da yapılan bu araştırmanın yukarda açıklanan yeni yetenek seçimi yaklaşımının önemini ortaya koymaktadır.

6. SUBJEKTİF VERİLERİN YETENEK SEÇİMİNDEKİ YERİ

Belirli bazı özel yetenekler vardır ki, bu yetenekler gözlemlerle fark edilebilirler. Örneğin; performans motivasyonu, çalışkanlık, psişik dayanıklılık, risk alma vb. gibi. Bu yetenekler gözlemlerle fark edilirler. Bu nedenle sonuç değerlendirmenin yapılmasında; bireysel objektif verilerle, uzmanlaşmış kişilerin subjektif değerlendirmelerinin kombinasyonunu kullanmak amaca daha uygun olacaktır.

7. YETENEK SEÇİMİ VE GELİŞTİRİLMESİNDE SORUNLARI

7.1. Yetenek Seçiminde Yöntemsel Sorunlar

Yetenek seçimi konusunda yeterince eğitilmiş uzman kişilerin ve yeterli donanımın olmasına rağmen, aşağıda sayılan türden sorunlar hep vardır. Bu sorunları çözme konusunda daha fazla bilimsel çalışmaların yapılması gerekmektedir.

7.1.1. Eşik Değer Sorunu

Yetenekli çocukların, genel nüfusun içinde normal dağılımını ?Çan Eğrisi? örneklendirmesinden yola çıkılarak göstermek mümkündür. Ancak, en üst düzey (ekstrem) yeteneklerin seçiminde, onların dağılımını eğrinin sağ tarafında göstermek yetenek seçimindeki problemleri azaltmaz. Sorun, yetenek seçiminde belirleyici eşik değerin (cut offs) hangi düzeyde olması gerektiğidir.

Eğer eşik değer yüksek tutulursa (Standart sapma değeri 2 kabul edilirse), bu değerlendirmeye göre test edilen ilgili yaş grubu tüm çocuklarının yaklaşık yüzde 2,3?ü ortalama değerlerin üstündedir. Eğer standart sapma değerinin 3 olduğu bir eşik değer seçilirse, yüksek yetenekliler katılan popülasyonun binde 13?ünü oluşturur. Görüldüğü gibi çok yüksek eşik değerleri, ekstrem yetenekli çocukların şüphe götürmez şekilde belirlenmesini sağlamaktadır. Ancak bu tutum geç gelişen çocuklara geliştirici antrenmanın kapılarını kapatacak ve onları performans geliştirici antrenman kapsamından mahrum bırakacaktır. Ayrıca bunların (seçimi kazananların) bir kısmının kendi isteğiyle, bir kısmının ise spor eğitimini yürüten kurum ya da kişiler tarafından elenmesi halinde yetenek seçimi hiç de ekonomik olmayan bir uğraşı haline gelir.

Diğer taraftan çok düşük eşik değerler ise başarısız tanılara yol açmakta ve masraflı yetenek arama ve seçme sistemini lüzumsuz kılmaktadır.

7.1.2. Takvim Yaşı ? Biyolojik yaş ilişkisi

Yetenek seçiminde bir başka sorun, genç sporcuların takvim ve biyolojik yaşlarındaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Yıl içinde belirli dönemlerde yapılan yetenek tanı elemelerinde takvim yılının başlarında doğan çocuk ve gençler seçimlerde sistemli biçimde avantaja sahip oluyorlar. İngiliz Milli Elit ? Futbol okuluna seçilerek alınan çocukların yüzde 70 oranından fazlasının eleme yıllarının ilk dört ayında doğdukları tespit edilmiştir Bu durum son üç aylık dönemde doğanlardan dört kat daha fazladır.

Takvim yaşı ile Biyolojik Yaş arasındaki ilişki, yetişkinlik yaşına kadar sürüp gitmektedir. Bedensel, bilişsel (kognitiv) ve psişik yönden daha önce gelişmiş, daha ileri biyolojik yaştaki çocukların seçimleri kazanması ve buna bağlı olarak da daha yüksek değerdeki bir antrenman kapsamına girmelerine şans verilmesi, grup içerisinde (adaletsiz seçim yapılıyor duygusunun gelişmesi gibi) problem oluşturur.

1986-1998 yıllarında Dünya Şampiyonası elemelerinde İngiliz A-Milli Futbol Takımlarında yer alan oyuncuların yüzde 50 sinden fazlasının yılın ilk üç ayında doğanlardan oluşması sonucunu doğurmuştur. Seçim önlemlerinin farklı dönemlerde (aylarda) doğan genç sporcuların birlikte çalıştığı spor dallarında durumu düzeltmek daha da zordur.

7.2. Yetenek Geliştirme Sürecinde Karşılaşılan Sorunlar

Son performansa erişilinceye kadar yetenek geliştirme sürecinde de bazı problemlerle karşılaşılır. Bunların da bilinçli olarak izlenmesi gerekir:

7.2.1.Sporu Erken Bırakma

Yetenekli sporcuların tahmininde (Prognose) başarılı olunmasına rağmen bazı nedenlerle beklenen gelişim maalesef gerçekleşmeyebilir. Bunlardan en önemlisi yetenekli olduğu ortaya çıktığı halde gencin sporu erken bırakmasıdır. Böyle bir durumun bilimsel açıdan pek çok nedeni olabilir bazılarını şöyle sıralamak mümkündür:

*?Sporcular arasında üst düzeyde homojen müsabaka performanslarının oluşmaya başlamasıdır. Buna ?spesifik başarı makasının daralması? da denir. Bu durumda, genellikle zirvedeki bir çok sporcunun verim düzeyi birbirine yakın hale gelir ve bazıları bu rekabeti kaldıramayabilir, sporu bırakır.

*?Tek yönlü, monoton ve çok yoğun antrenmanlar hızlı bir psikolojik doygunluk, bıkkınlık yaratır. Özellikle yaş düzeyine uygun olmayan antrenman içeriği (Örneğin; erken yaşlarda laktasit anaerob yüklenmelerden oluşan yoğun interval çalışmaları gibi) sonunda sporu bırakmaya varan gelişmeler görülebilir.

*?Geliştirme sürecinde sporu bırakmanın (Drop-out?un) önemli bir nedeni de sakatlanmaya bağlı ortaya çıkan gelişmelerdir.

*?Yaşı daha büyük ve performansı yüksek olan seçkin sporcuların, ekonomik açıdan takımlarında kazandıkları yerlerini daha uzun süre korumaya çalışmaları ve böylelikle geçiş dönemi kadrolarını ümitsizliğe düşürmesi.

*?Bu konuda bir başka neden de; başarılı genç göçmen sporcuların tercihen kadrolara alınmalarıdır.

7.2.2. Erken Uzmanlaşma

Performans antrenmanına başlamanın giderek erken yaşlara alınması eğilimi, erken uzmanlaşma eğitimini de birlikte getirir.

Spor biyolojisi ve antrenman yönetimi yaklaşımıyla erken uzmanlaşmanın getirdiği riskler aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

*?Tek yönlü yüklenmeler ve antrenman içeriği, bu çağ antrenmanının temel özelliği olan çok yönlülük ilkesini ihmal ettirir.

*?Tek yönlü ve aşırı fiziki yüklenmeler, kas ve iskelet sisteminde geçici ve kalıcı sakatlık riskiyle birlikte, kasların gelişiminde dengesizlik ortaya çıkarabilir. Bu durum ise yeni sakatlıklara sebep olur.

*?Hareket genişliğini sınırlayan bir etken oluşturur.

7.3. Ebeveynlerin, Antrenörlerin, Medyanın olumsuz etkileri

Yetenekli çocukların ebeveynleri tarafından desteklenmesi, çocukların spor hayatları boyunca başarı için oldukça önemli ve gereklidir. Bu konuda yapılmış bir araştırmaya göre: Anne ve babaya ait pozitif davranışlar çocukların performansı üzerinde (%59) oranında katkı sağlarken, negatif davranışlarının ( (%36) oranında olumsuz etkisi saptanmıştır. Bu negatif davranışları şöyle sıralamak mümkündür:

*?Kazanmayı aşırı vurgulama, gerçekçi olmayan beklentilere girmek, çocuklarında kusur bulmak, olumsuz noktaları üzerinde durmak.

*?Bazı anne-babaların yetenek geliştirme çalışmalarına katılma için gerekli olan finansal kaynaklara sahip olmaması.

Antrenörlerin, adaletli davranmaması, empati oluşturamaması, antrenman programlarını hazırlama ve uygulamada çocukların düzeyine inememesi, başarıyı müsabaka kazanmak olarak algılaması.

Medyanın, Yöneticilerin gelişmekte olan çocukları abartılı değerlendirmesi sonucu; yeteneklerin sosyal olarak baştan çıkması, kendine yabancılaşması gibi konular sayılabilir.

Bu problemler değişik disiplindeki araştırmacılar tarafından daha yoğun bir şekilde incelenmelidir.

Prof. Dr. Sedat MURATLI

".Konu ile diğer yazımız"

"..Konu ile ilgili bir başka yazımız"

Kaynakça:

1.Hohmann, A./ Kolb, M./ Roth, K : Handbuch Sportspiele. Verlag Hofmann, Schorndorf.2005
2.Singer, R. : Biogenetische Einflüsse auf die motorische Entwicklung. İn Baur/Bös und Singer (Hrsg) Motorische Entwicklung. Sorndorf : Hofmann. 1994.
3.Weineck, J. : Optimales Training (7. Auflage) Erlangen ? Perimed. 1990.
4.Kupper, K. :Theorie und Methodologie der Talenterkennung im Sport. Beiheft zu den Leipziger sportwissenschaftlichen Beitraegen. 1993.
5.Taborsky, F. : Playing Performans in Team Handball ( Summary Descriptiv Analysis). EHF- Web Periodicals 2007.
6.Hohmann, A / Lames, M : Training- und Wettspielanalyse. İm Handbuch Sportspiel. Verlag Hofmann, Schorndorf.2005
7.Hohmann, A. : Konzeptionelle Aspekte der Talententwicklung. Verlag Hofmann, Schorndorf.2005.
8.Ehret, A./ Spaete, D. Und Schubert,R : Rahmentrainigkonzeption für Kinder und Jugendliche im Leistungssport. Dortmund. DHB. 1994.
9.Martin, D. / Nicaulaus, J. / Ostrowski, C. / Rost, K : Handbuch Kinder- und Jugendtraining.Verlag Hofmann, Schorndorf.1999.
10.Fesler, N. : Brauchen Wir Intelligente(re) Fördersysteme im Nachwuchsleistungssport ? Verlag Hofmann, Schorndorf.2005
11.Seidel, I. Und Hohmann, A. : Entwicklungstempo und Utilisation als diagnostische Kriterien sportlicher Talente. İm Talent im Sport.S. 92 ? 98. Verlag Hofmann, Schorndorf.2002.
12.Pfeiffer, M. : Wettkampfanalyse im Nachwucchstraining Handball unter dem Aspekt der Talentförderung. İm Talent im Sport.S. 92 ? 98. Verlag Hofmann, Schorndorf.2002.
13.DHB. Grundlagentraining für Kinder und Jugendliche. Handball- Handbuch. 2. Münster- Philippka Verlag. 1990.
14.Hohmann, A. / Carl, K. : Zum Stand trainingwissenschaftlichen Talentforschung. İn : Talent im Sport . s.3-30- Schorndorf. 2002.
15.Ulrich, S. Prozesuale Trainingwirkunganalyse im Handball. İn Handbuch Sportspiele.Verlag Hofmann- Schorndorf 2005.
16.Lidor,R 7Falk, B / Arnon, M. / Cohen, Y. / Segal, G. : Measurement of Talent in Team Handball. Journal of Strength and Conditioning Research, 2005. 318-325.
17.Brewer, J. / Balsom,P / Davis, : Seasonal birth Ditrubition amongs Eropean soccer players. İn Sports, Exercise and Injury 1. 1995.
18.Efstathiou, G. : Talente İm Handball. Wissenschaftliche Zulassungsarbeit. Ruprecht ? Karls – Universitaet Heidelberg . 2002.

Bir Cevap Yazın