Sporcunun doğuştan getirdiği genetik özelliklere ‘yeti’ denir. Yetiler sistemli çalışmalarla yetenek haline getirilir ve yetenek sporcunun ilginin yönünde kendi yaşamına yön veren değerli bir hazine olur.
Yetenek önemlidir ama yeteneği nasıl, nerede ve ne şekilde kullanmak ise ayrı bir yetenek gerektirir. Bu yeteneğe ise ?zeka? denir. Zeka sporcunun yeteneğini daha üst boyutlara çıkarır. Sporcu yeteneğinin esiri olursa, yeteneğini üst düzeye çıkaramaz ve yetenek sporcuya ihanet eden bir durum haline gelir.
Yetenek, kişilikten daha önemli değildir. Yeteneğe anlam veren sporcunun kişiliği ve davranış normlarıdır.
Davranış normlarını yerine ve zamanına göre kullanamayan sporcu ise pek de ileri düzey sporcu sınıfına dahil edilemez.
Yetenek bir hazinedir. Daha da önemli olan onu kullanabilme ve gerektiğinde yeteneği de şekillendirebilme becerisidir. Beceri ise yeteneği kullanabilme ve akıl ve zeka ile harmanlaşmış davranış özellikleridir. Emek, zeka, ilgi ve zamanla oluşan değerli bir öğrenmedir, öğrenilen beceriler asla unutulamaz. Bir refleks olarak sporcunun yaşamına damgasını vururlar.
Yıldız konumuna gelen ve kendisine uluslararası platformlarda yer bulmuş bir spor insanının kendisine dönük öz eleştiri yapması pek kolay değildir. Ama aslında gerçek yıldızlar hala ve her şeyden bir tecrübe alan ve sürekli daha iyiye ve güzele doğru kendini odaklamış ve bunu yaşam biçimi yapmış bireylerdir ve asıl görevleri de bu noktada başlamaktadır.
Deneyimler doğru değerlendirildiğin de gerçek dersler çıkarılır. Yoksa hiçbir deneyimin bir anlamı kalmaz.
Bizlerde deneyimleri pahalıya alıyoruz maalesef. Yetenek kişilik ve karakterle olgunlaşıp anlamlaşıyor. Olgunlaşmak ise en önemli kazancımız olmalı.
Buradan çıkarılacak tabiki çok dersler var. Sevgili antrenörlerimize/ genç oyuncularımıza ve ışık tutması dileği ile…
‘
