‘ANTRENMAN YORGUNLUĞU’

‘Sporcular bir çok nedenden dolayı kronik yorgunluk hissedebilirler fakat bu sıklıkla antrenman ve yarışma stresinden kaynaklanır. Bu duruma aşırı antrenman sendromu denir.Birinci yakınma azalmış performanstır,objektiftir ve birçok sporcu yurtiçi yarışmalar için bile yüksek düzeyde antrenman yapmaktadır.Bu nedenle antrenman stresine bağlı yorgunluk sadece olimpik sporlarda görülmez. Birleşik devletlerdeki okul yüzücülerinin % 10 u her yıl tükenmiş olarak tanımlanmaktadır.
Aşırı antrenman sendromunun nedeni bilinmemektedir. Tanımsal veya uyarıcı bir testi yoktur.Yoğun çalışmanın bu sendromu başlattığı sanılmaktadır.Bu nedenle yeterli dinlenme ile çalışan kısa mesafe koşucularında çok nadir görülür.Ancak kısa mesafe koşucularında postviral veya diğer kronik yorgunluk belirtileri görülür.

TANIMLAR
AŞIRI ANTRENMAN:
Aşırı antrenman sendromuna yol açan fazla çalışma sürecidir ve sıkı antrenman ve yarışmaya bağlı uzamış yorgunluk ve performans düşüklüğü olarak tanımlanabilir. Yeterli dinlenmeye rağmen en az iki hafta süren ve açıklanabilir tıbbi nedeni olmayan form kaybı için objektif ölçüm uygulanmalıdır. Minör bir enfeksiyonun, örneğin tipik olarak üst solunum yolu enfeksiyonunun semptomları ,eğer sporcu yetersiz dinlenme sonrası antrenmanlara başlarsa , her seferinde tekrar edebilir.

FAZLA ANTRENMAN:
Fazla antrenman sporcunun tam potansiyeline ulaşmasını sağlayan sıkı antrenman sürecidir.Adaptasyonu uyarmak için planlı programın bir parçasıdır ve dinlenme periyodu ile birlikte uygulandığında tam kompansasyonun normal fizyolojik oluşumunu sağlar.Bu süreç, aşırı antrenman sendromundaki patalojik yanıtın karşıtıdır.

SEMPTOMLAR:
Sporcular yorgunluk, tutulmuş kaslar, performans düşüklüğü ve depresyon ile başvururlar.Direk sorgulama, % 90 nın üzerinde uykuya dalma problemi, kabuslar, gece yürümesi, yorgun uyanma gibi önemli bulgular vardır.Diğer semptomlar isteksizlik, enerji ve yarışma isteği kaybı, lipido kaybı, duygusal labilite, artmış anksiyete ve irrabilite, kilo kaybı ile birlikte iştah kaybı, aşırı terleme, artmış istirahatı nabız hızını kapsar. Bazı sporcular antrenmanlarını minör (ufak) enfeksiyonlar nedeni ile aksatabilir.

ANTRENMAN STRESİ:
Hikayede daima antrenmanda artış ve değişiklik vardır.

Yoğun çalışma:
Birçok sporcu düşük yoğunluklu kış antrenmanından yoğun yaz antrenmanına geçince zorlanmaktadır. Ayrıca müsabaka ve seçilme baskısının stresi de rol oynar.Bu sporcular müsabakanın başında iyidirler fakat müsabakanın sonunu getiremezler.

Hızlı Sporcular:
Bazı sporcular daha başarılı olmanın tek yolunun sıkı antrenman yapmaktan geçtiğini düşünürler ve dinlenme periyotlarını daha fazla antrenman ve yarışma için kesintiye uğratırlar. Haftada bir veya iki gün olan dinlenme periyodunu aksatır, çalışmayı haftada 7 güne çıkartan bir sporcuda problemler başlar.Formu artacağı yerde düşer ve formunun düzelmesi de aylar sürer.

Yavaş sporcular:
Diğer hızlı ve başarılı sporculardan geri kalmamak için aşırı antrenman stresi yüklenenlerde bir süre sonra yorulmaktadırlar.Bu sporcular için diğerlerinden daha az çalıştıklarından ,tanının kabul edilmesi güçtür.Fakat bu antrenmana gösterdikleri bireysel bir tepki sorunudur.

Ani artış:
Bazıları, hastalıktan veya yaralanmadan dolayı ara verdikten sonra, antrenmanın kademeli olarak arttırılması gerektiği halde arayı kapatmak için antrenmanları aniden arttırabilirler.Daha geride kaldıkça antrenmanı daha da ağırlaştırabilirler.

Antrenmanın belli periyotlarla yapılmaması:
Bazen antrenman yoğun, monoton ve belli periyotlarla değişmeden devam ediyor olabilir.

Diğer stresler:
Sınav veya hayatta karşılaşılan diğer olaylar, glikojen tükenmesi ve dehidratasyon gibi stresler ağır antrenman sonrası toparlanma ve iyi yanıt verme yeteneğini azaltabilir. Ayrıca iki haftadan daha az süreli ağır antrenmanlardan sonra (eğitim kampında olduğu gibi) sporcuların yorulması nadirdir ve bu periyot sonrası dinlenmeleri gerekmektedir.

Bulgular:
Bu bulgular değişkendir ve tanıya yardımcı değildir. Kan basıncında artmış postural düşüşü, kalp hızında postural artışı, eksersiz sonrası nabız sayısının normale yavaş dönüşünü, eksersiz sırasında azalmış laktik asid düzeylerini, azalmış maksimum oksijen alımı ve maksimum güç oluşturmayı, artmış submaksimal oksijen tüketimi ve nabız hızını kapsar.

Sporcuları ve antrenörleri aşırı antrenmanın performans düşüklüğüne yol açtığına inanmak güçtür.Kronik yorgunluk sendromunu diğer nedenlerini dışlamak ve sporcuyu tanı konulmuş bir hastalığı olmadığına ikna etmek için araştırmaya gerek vardır. Bu testlerin ne olacağı klinik olasılıklara akılcı yaklaşımla belirlenir.Miral miyokardit ve aritmi gibi ciddi hastalıklar nadirdir ve şüphe ediliyorsa araştırılmalıdır..Anorexia nervosa'da olduğu gibi uzamış glikojen tükenmesi tek başına kronik yorgunluğa neden olabilir.Rekürrün üst solunum yolu enfeksiyonları ölçüsü alerjik rinit veya eksersize bağlı astımı gösterebilir.Bu durumda akciğer fonksiyon testleri gereklidir.

LABORATUAR TESTLERİ
Laboratuar testleri nadir olarak yardımcıdır, fakat sporculardaki kronik yorgunluğu izlemede ve teşhis etmede çok fazla kullanılmaktadırlar.
Hemoglobin kan konsantrasyonu ve eritrosit hacmi aşırı antrenmana normal yanıt olarak azalır.Sporcuların bildirilen anemisi sıklıkla fizyolojiktir, hemodilüsyona bağlıdır ve performansı etkilemez. Hemoglobinin yüksek yerlerde antrenman veya kan dopingi ile arttırılmasının performansı arttırdığı görülmüştür.

Peritin : düşük düzeyli serum ferritin konsantrasyonlarının( düşük demir deposunu yansıtır) anemi olmaksızın yorgunluğa neden olup olmadığı tartışılmalıdır.Ferritin konsantrasyonu çok düşükse , sporcunun ağızdan demir ile tedavisi mantıklıdır.

Kreatinin kimaz:yoğun eksersize karşı kişisel farklılık (50 kat) çok fazladır.Normal maraton koşucularında ikibinmmol/ litre nin üzerinde değerler görülmüştür ve kronik yorgunluk oluşumunu belirtmez.
Virüsler: Viral titrenin gösterdiği gösterilmeli. Ölçü normalde postviral hastalığı gösterebilir.Paul-bunell testi tanısaldır ve enteroviral partiküllerinin yüksek serum düzeyi olabilir.

Eser elementler ve vitaminler: Aşırı antrenman sendromu ile vitaminler ve eser elementlere arasında direk bir bağ gösterilmemiştir ve sporcular tarafından yaygın kullanılan bu ilaçların kronik yorgunluktan koruduğu düşünülmemektedir.

KORUNMA VE ERKEN SAPTAMA:
Sporcular farklı antrenman ve yarışma stres düzeyini tolere edebilirler. Her sporcunun tolerans düzeyi mevsimlerle de değişebilir. Bu nedenle antrenman bireyselleştirilmeli ve sınavlar gibi bazı stres dönemlerinde azaltılmalıdır. Maalesef sporcuların çoğu yarışma öncesi tükenebilmektedirler ve bunun da aşırı antrenmandan mı yoksa fazla antrenmandan mı kaynaklandığını anlamak güçtür. Araştırmalar erken saptama için stratejileri tamamlamaya çalışmaktadır.

Amerikan kolej yüzücülerindeki %10 tükenme insidansı ruh hali anketi ile ruh halinin günlük izlenmesi ve eğer ruh hali bozulursa antrenmanın azaltılması,düzelirse arttırılması uygulanması ile sıfıra indirildi.
Kalp atım hızının dinlenmeye rağmen sabah yüksek seyretmesi nonspesifiktir fakat bir sorun olduğunda da göstergesidir. Performans düşüklüğü genellikle çok geç farkedilmekte ve seri kan homoglobin , kretanin kinaz ve eritrosit hacmi ölçümü yardımcı olmaktadır. İyi beslenme , tam hidratasyon ve antrenmanlar arsındaki dönemde dinlenme , sporcuların ağır antrenmanlara toleransını arttıracaktır. Tam zamanlı işi olanlar antrenman sonrası dinlenenler kadar çabuk kendilerine gelemezler. Sporcuların ağır antrenman periyodundan etkilenebileceklerini tahmin edebilen objektif bir test yoktur, bu nedenle dinlenmeleri için yeterli bir süre tanınmalıdır. Antrenmanın belirli periyotlarla yapılması buna izin verir. Bu özellikle yoğun ve monoton antrenmanlar için geçerlidir.

Kronik yorgunluk tedavisi mantıklı yaklaşım gerektirir. Sporcular istisna değildir. Dinlenme rejenerasyon stratejileri iyileşme için esastır. Beş haftalık dinlenme periyodu performansı ve ruh halini düzeltir ve çok düşük düzeyli eksersizin iyileşmeyi hızlandırdığına dair kanıtlar vardır.Bu nedenle sporcular hergün birkaç dakika aerobik eksersiz yapmalıdır.( Konuşamayacakları kadar ağır olmamalı) ve haftalar boyunca yavaşça arttırmalıdır. Düzey klinik tabloya ve iyileşme oranına bağlıdır. ve iyileşme 6-12 hafta sürer.Bir çoğu normal antrenmanı deneyerek hata yapmakta ve kısmen iyileşmeden , birkaç gün içinde şiddetli yorgunluktan yakınmaktadırlar. Çapraz antrenman (bir başka spor yaparak) yoğunluğun çok hızlı arttırılması eğiliminden kaçınmanın tek yolu olabilir.

Kontrollü tedavi çalışmaları olmamasına rağmen rejenerasyon stratejileri eski doğu bloku ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.Danışma ve psikoterapi ile birlikte dinlenme ve gevşemeyi içermektedir. Masaj ve hidroterapi kullanılır, beslenme detaylı olarak ele alınır. Etkinliği gösterilmemiş olmasına rağmen , bol vitamin ve destek ilaçlar verilir. Sporun dışındaki stresler olabildiğince azaltılır. İyileşmenin hızlanması için anebolik stroid kullanımı ile ilgili bir rapor vardır.( sporcularda yasaklanmıştır) .Fakat ilaçlar depresyon major faktör olmadıkça yararlı değildir.

Sporcular 12 haftalık hafif eksersiz programı sonrasındaki performanslarına şaşırmaktadırlar. Bu nedenle antrenmanın çok hızlı arttırılmamasına özen gösterilmelidir. Daha hızlı olmaları için sıkı antrenman ihtiyaçları vardır fakat daha verimli olmak için haftada bir kez dinlenmelidirler.

ÖZETLE
Aşırı antrenman sendromunu başlatıcı nedenler:
1-Antrenman
-Yoğun antrenman
-Ani artış
-Fazla miktarda monoton antrenman
2-Yarışma ve seçilme stresi
3-Fiziksel stres
-Glikojen tükenmesi
-Dehidratasyon
-Diğer hastalıklar veya yaralanma
-Yaşam olaylarındaki psikolojik stres örneğin sınavlar, ailevi problemler.

Aşırı antrenmanın semptomları:
1-Performans düşüklüğü
2-Depresyon (istek yarışma güdüsü ve lipido kaybı)
3-İştah ve kilo kaybı
4-Artmış ankisiyete ve irrabilite
5-Yorgunluk
6-Uyku bozukluğu (%90 oranında)
7-Uykuya dalma güçlüğü, gece yürümesi, kabuslar ve yorgun uyanma
8-Sık minör enfeksiyonlar( özellikle üst solunum yolları)
9-Artmış istirahat kaybı
10-Aşırı terleme

Aşırı antrenman sendromunun tedavisi:
-Düzenli, çok hafif eksersizler birlikte gevşeme stratejileri ve dinlenme
-Antrenörle iletişim.
-Prognozun iyi olduğu konusunda güvence vermek.
Aşırı antrenmanlı sporculara karşı kronik yorgunluğu olan hastalar:
-Primer şikayet performans düşüklüğüdür ve kondüsyonların objektif ölçümü ile belirlenir.
-Daha erken ortaya çıkarlar, daha şiddetli etkilenmişlerdir ve daha hızlı iyileşirler.
-Hayatlarında ana stres eksersiz ve yarışmadır ve bunlar kontrol edilebilir.
-Rehabilitasyondaki ana problem, uygun eksersiz için teşvikten çok sporcuları antrenmandan uzak tutabilmektir.

Richard Budget

Bir Cevap Yazın